TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Değer görmek için “değer verin”

Yazının Giriş Tarihi: 10.07.2024 23:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.07.2024 23:26

Yalın yönetim sisteminde çok sevdiğim “Değere Odaklanmak” diye bir tabir vardır. Müşterinin satın aldığı ürün bizim değerimizdir der, çünkü müşteri sadece bu ürün için para ödemek ister. Yalın üretim yapan tüm firmalar bu anlayış doğrultusunda müşterisine üreteceği “değer”e odaklanır ve üretim sürecindeki tüm gereksiz maliyet ve zaman kayıplarını ortadan kaldırmaya çalışır. İstenilen değere en kısa zamanda ve en ucuz maliyet ve verimlilikle ulaşmak ana hedeftir.

“Değer” iş dünyası için ürünün yanı sıra insandır, çalışandır aynı zamanda. Firmaların başarılı olabilmesi için her iki değerine de odaklanması gerekir. Eğer ürünü tüm sürecin çıktısı olarak görürsek insanın emeği de bu süreçte önemli bir girdidir. Çıktının kalitesi ise tabiiki aynı girdinin kalitesine çok bağlıdır. Ürünün iyileştirilmesi, kalitesinin artırılması için nasıl makine, teknoloji ve eğitim-araştırma yatırımı yapılıyorsa, çalışanın değerini artırmak ve mutlu etmek için de çalışana yatırım yapılması gerekir.

Çalışanlar firmalar için makine gibi, para gibi “kaynak” mıdır, ya da onu vareden “değer”veya “kıymet” midir diye birçok platformda tartışıldığına şahit oldum. “Human Resources” kelimesinden Türkçeye “ İnsan Kaynakları” olarak çevrilen bu mesleğin adı işin tanımını ve içeriğini ne kadar yansıtıyor tartışılır...

İş dünyasında hepimiz hijyen koşullar dediğimiz maaş, sigorta, sosyal haklar gibi iş hayatından temel beklentilerimizin yanısıra “değer” görmeyi, toplum içinde önemsenmeyi isteriz. Psikolojinin temel teorilerinden olan Maslow’un İhtiyaç Teorisi de bu anlayış üzerine kurgulanmıştır. Meşhur üçgen piramidin en altında temel ihtiyaç olarak fizyolojik ihtiyaçlar yer alır, ardından ise azalarak güvenlik ihtiyacı, sevme –sevilme ihtiyacı gelir. Piramidin üst katmanlarında ise sırayla saygı görme ve kendini gerçekleştirme yer alır. Her ikisi de kişinin kendisine verdiği değer ve toplumdan görmek istediği değer ile yakından ilgilidir. Özel yaşantısında ailesi, eşi, dostu bu ihtiyacını karşılarken iş hayatında da kurum kişinin “değer görme “ ihtiyacını karşılamalıdır. Çalışanın kendisini değerli hissetmesi konusunda izlenecek stratejiyi kurgulama ve bunları uygulama konusunda ise İnsan Kaynakları Departmanı’nın yanı sıra tüm yöneticilere önemli görevler düşüyor.

Kişinin karşı taraftan değer görmeyi beklemeden önce de ilk kendisine sonra da başkalarına değer vermesi gerektiğine inanıyorum. Kendi ruh ve beden sağlığımıza, kişisel gelişimimize, eğitimimize öncelikle biz önem verip değerli göreceğiz ki bunu kurumumuzdan da isteyelim. Birlikte çalıştığımız insanlara değer vereceğiz ki onlardan da bizi değerli hissettirmelerini bekleyelim. Söylenenlerin, yazılanların unutulduğunu ama karşı tarafa neler hissettirdiğimizin ise hiç unutulmadığını unutmayalım. Kurumlarda birlikte çalıştığı kişileri iyi hissettiren, onlara değer veren, motive eden kişilerin sevilen ve sayılan liderler olduğuna hep şahit oldum. Sevilen liderlerin de diğer liderlere göre çok daha kısa sürede kariyerlerinde ilerleme gösterdiklerine şahit oldum.

Hem özel yaşantımızda hem de iş hayatımızda etrafımızdakilere “değer” verip bunu da içten ve samimi bir şekilde onlara hissettirdiğimizde hayat çok daha güzel ve anlamlı olacak.

Sevgiyle kalın

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.