Röportaj bölümümüzün bu hafta konuğu bebek ve çocuk mobilyası alanında marka olmuş MOREMO firmasının kurucusu Pervin KATANA oldu. Sektörünün dünü, bugünü ve yarını hakkında birbirinden değerli bilgilerle çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
1975 Antalya Kaş doğumluyum. İlkokul ve lise eğitimimi Kaş'ta tamamladıktan sonra üniversite eğitimim için Bursa'ya geldim. Uludağ Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü'nden mezun olduktan sonra iki yıl Kaş'ta inşaat sektöründe faaliyet gösteren aile firmasında çalıştım. 1998 yılında aileyi ve işi bırakarak kalbimin sesini dinleyip evlilik nedeniyle Bursa'ya yerleştim. 23 yıldır eşimle birlikte çalışıyoruz. Beyaz eşya ve ev mobilyası alanlarında mağazacılık ve üretim faaliyetleri yaptık.Son 12 yıldır Moremo markasıyla bebek ve çocuk mobilyası tasarımı, üretimi, perakende satışı ve yurtdışı satışı alanlarında faaliyet gösteriyoruz. 20 yaşında mimar adayı bir kızım var. İş hayatım dışında sürekli eğitim almayı ve sosyal projelerde yer almayı seviyorum.İkinci üniversite olarak da Halkla ilişkiler Bölümü'nden mezun oldum. Şu anda üçüncü üniversite çocuk gelişimi okuyorum. Hamile koçuyum.BUİKAD üyesiyim. İki dönemdir yönetim kurulunda görev almaktayım.
Asla bitmeyecek bir işkoluna sahipsiniz. İnsanlar üremeye devam ettikçe size ihtiyaçta devam edecek; bebek ve çocuk mobilyasına giriş kararınızı nasıl aldınız?
Ben ticaretle uğraşan bir aileden geldim. Böyle olunca hiçbir zaman özel sektör ya da kamu da çalışan olmayı düşünmedim. Aklımda hep kendi işimi yapmak vardı. Evlendikten sonra ticaret hayatına beyaz eşya ,arkasından mobilya satışı yaptığımız mağazacılık sektöründe çalışmaya başladık. Ama ben özellikle bayilik yapmayı hiç sevmedim. Bana göre bayilik girişimcilik değildi. Ürün belli, fiyat belli, sen çalışıyorsun, sen riske giriyorsun ama yapabileceklerin sana verilen sınırlar içerisinde. Bir şey katamıyordum .Bu da beni hiç mutlu etmedi. Benim aklımda hep çocuklar vardı. Onlara dokunmak istiyordum. Bir dönem kreş açmayı düşündüm. Sonrasında 10 yıllık tecrübe ile kreş hayalimi birleştirip çocuk mobilyası sektörüne girmeye karar verdik.
Müşterilerinizle duygusal bağlar kurduğunuzu biliyoruz, onlarla yıllar boyu süren bir ilişkiniz oluyor sanırım?
Ben müşterilerimizin çözüm ortağı olabilmekten inanılmaz mutlu oluyorum. Özellikle ilk yıllarda satışta bire bir her müşteri ile ben ve eşim ilgilenirdik. Müşterilerimiz bizimle aynı yaştaki kişilerdi. O dönemler müşteri olarak tanıştığımız kişilere kahve içmeye giderdik. Bebek mevlütlerine giderdim. Doğumdan sonra ziyaret gittiğim ,doğum günlerinde davetli olduğum pek çok müşterim vardı. Müşteri ilişkimiz zamanla dostluğa dönüştüğü kişilerle hala görüşmeye devam ediyoruz. Her ne kadar bunca yıl sonra amatör ruhun verdiği heyecanla işimi severek yapmaya devam etsem de her geçen yıl iş yoğunluğumuz arttığı için maalesef her müşterimizi bire bir tanıma fırsatım olamıyor.
Hem dünyada pek çok ülkede hem de ülkemizde Korona sebebiyle bir pandemi dönemi yaşandı. Korona öncesi ve sonrası dediğimizde iş hayatınızda neler değişti?
Biz yıllardır kişiye özel butik üretim ve mağazacılık yapıyoruz. 2018 -2019 yıllarında Almanya Köln'de çocuk ürünleri fuarına katıldık. Çok güzel dönüşler aldık. Hollanda, Yunanistan, Çekya ve Irak'ta satış noktalarımız oldu. 2020 yılı bizim yönümüzü tamamıyla ihracata döneceğimiz bir yıl olacaktı. AVM içerisindeki iki mağazamızı mart sonu itibarıyla kapatma kararı almıştık. Yurt içi piyasadan çok yurt dışı piyasaya yönelecektik. Mart ayında pandeminin etkileri görülmeye başlayınca bütün dünyada olduğu gibi bizim planlarımızda da değişiklik oldu. İşimiz uzaktan çalışmaya uygun olmadığı için iki ay boyunca hem üretim hem de mağazacılık faaliyetlerimize ara verdik. Bu bizim kendimizi resetlememiz için çok güzel bir deneyim oldu.
Yurt dışı pazarı tamamen durdu. Bunun yanında haziran ayı itibarıyla iç piyasada hareketlenme başladı. Bu defa yönümüzü iç piyasaya çevirdik. 2021 yılı itibarıyla online satış sitemizi açtık. Bizi en mutlu eden gelişme ise Şubat 2021 itibarıyla yurt dışı pazardan gelen olumlu dönüşler ve işbirlikleri oldu. Şu andaki sistemde üretim, mağazacılık, online satış ve ihracat alanlarında faaliyetlerimize devam etmekteyiz.
Siz BUİKAD'da Yönetim Kurulu üyesisiniz. İş hayatından sivil toplum kuruluşlarının rolünü nasıl görüyorsunuz ?
10 yıldır BUİKAD (Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği) üyesiyim. İki dönemdir yönetim kurulu üyesi olarak görev alıyorum. Bizden sonrası için bir şeyler yapabilmek için sivil toplum kuruluşlarının gücünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Aynı düşüncedeki insanların bir arada olmasıyla çok güzel bir sinerji ile çok daha güzel sonuçlar alınıyor. Hayat sadece nefes almak ve para kazanmaktan ibaret değildir. Önemli olan yaşadığımız hayatta birilerinin hayatlarına dokunabilmek ve bizden sonrası için bir şeyler bırakabilmektir. Farklı sektörlerden kişilerle bir arada olduğunuzda çok daha fazla alanda ve sektörde kişiye çok daha rahat ulaşabiliyorsunuz.
Sizi rol model alan çok sayıda girişimci kadın var. Onlara tavsiyeleriniz neler?
Kadının çalışma hayatının içerisinde olması sadece kadın sorunu değildir. Bu bir ülke sorunudur. Ekonomik kalkınma için nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın iş hayatının içinde olması gerektiği tartışılmaz bir gerçektir. Ekonomi dışında güçlü kadın çocukları ve çevresi için çok iyi bir rol modeldir. Çalışmalıyız... Üretmeliyiz... Sevdiğimiz işi yapmalıyız...
İş hayatının içindeki kadınlar olarak hepimizin eş, evlat, anne ve sosyal rollerimiz var. Hiç birimizin hayatı hep güzel olmadı. Pek çok zorlukla karşılaştık ve zorlukların üstesinden gelerek bugünlere ulaştık. İş hayatında elde ettiğimiz başarılar yanında karşılaştığımız olumsuzlukların çok daha fazla deneyim kazandırdığına inanıyorum. Önemli olan inandığımız bir hayalin peşinden gitmek ve yılmadan yolumuza devam edebilmek. Eminim ki yolun sonunda ulaştığımız nokta hepimizi çok mutlu edecektir.
Pandemi ile birlikte iş hayatında dijital çalışmalar daha da önem kazandı, firmanızın bu konuda çalışmaları var mı?
Pandemi ile birlikte hepimiz hızlı bir şekilde dijitalleşme sürecine girdik. Sektörümüz uzaktan çalışmaya uygun olmadığı için bizim için bu süreç çok kolay olmadı. Pandeminin ilk 2 ayında üretim ve satış faaliyetlerimizi tamamen durdurduk. Sonrasında internet sitemizi yenileyip daha güncel hale getirdik. Online satış sitemizi kurduk. Dijital kanalları daha aktif kullanmaya başladık. Bundan sonrası için de ihtiyaca göre dijitalleşmeye yönelik çalışmalarımız devam edecetir.
Yeni normalde bizleri neler bekliyor.
Yeni normal artık hayatımızın gerçeği. Eski normalde el sıkışabiliyorduk, sarılabiliyorduk. Hasta ve dost ziyaretlerine gidiyorduk. Etkinliklere, konserlere yurt içi ve yurt dışı gezilerine istediğimiz zaman gidebiliyorduk . Maskeyi sadece sağlık çalışanları kullanıyordu. Pandemi ile birlikte hayatımıza giren yeni normal kavramıyla birlikte hepimiz alışkanlıklarımızı değiştirmek durumunda kaldık. Daha bireyselleştik. Maske ile yaşamaya alıştık. Pandeminin ilk dönemlerinde yakınımızda kimsede hastalık duymamıştık. Ama her geçen gün yakınımızdaki insanlarda pozitif sonuçlar ve kayıplar duyuyoruz. Ben değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenen ve rahatlıkla yeni sürece uyum sağlayabilen bir yapıdayım. Bu süreçle ilgili takıntı derecesinde kaygılarım yok. Hayat devam ediyor ve biz bir şekilde buna uyum sağlamalıyız. Bazı kısıtlamalar olmasına rağmen özel hayatıma ve iş hayatıma devam ediyorum. Sosyal mesafe kurallarına uyarak arkadaşlarımla ve ailemle görüşüyorum. Maske ve hijyen konusunda duyarlıyım. AVM'lere gitmiyorum. Mağazalara gitme durumundaysam daha sakin saatleri seçiyorum. Alışverişlerimi genelde online yapıyorum. Vücut direncimi yüksek tutmaya çalışıyorum. Hem zihnen hem de bedenen sağlıklı olduğumuz sürece bu süreci çok daha kolay atlatacağımıza inanıyorum. Hayatımıza plansız bir şekilde giren pandemi sonrası tabi ki bazı şeyler daha normale dönecek ama asla eskisi gibi olmayacak. Bizler de yeni normali normalimiz kabul edip değişen şartlara uyum sağlayarak hayatımıza devam edeceğiz.
Sektörünüzün 5 yıl sonrasını nasıl buluyorsunuz?
Aslında sektörümüz genel anlamda pandemiden olumlu etkilendi. İnsanlar bu süreçte evlerinde gerçekten yaşamaya başladılar. Dolayısıyla ihtiyaçlar ve talepler arttı. Bu dönemde insanlar ailece evde birlikte yaşamaya başladığı için doğum oranları da arttı.Tüm bunların sonucunda ilk pandemi krizini atlattıktan sonra haziran ayı itibarıyla sektörümüz yeni düzene çok çabuk uyum sağladı. Bu süreçten pek çok anlamda kazançlı çıktı. Sektörümüz 5 yıl sonrasında her ne kadar direnç gösteren sektörler arasında olsa da dijitalleşecek. Sanal fuarlar artacak. Sanal mağaza turları artacak. Yurt içinde ve yurt dışından insanlar yerlerinden kalkmadan rahatlıkla mağaza turu yapıp alışveriş yapabilecekler. Bizim müşterilerimiz 25-35 yaş arası gençler. Dijital dünyaya çok daha çabuk uyum sağlayabiliyorlar. Sektörümüzünde doğru müşteriye ulaşabilmek için çok daha hızlı bir şekilde dijitalleşmeye ve teknolojiye uyum sağlaması gerektiği şüphesizdir. Biz dokunsal ve duygusal bir nesiliz. 5 yıl sonra hem Z kuşağının bizim müşterilerimiz olacağı, hem de bu kadar çok teknoloji odaklı olmak açıkçası beni tedirgin ediyor. 5 yıl sonra aynı şekilde çalışmaya devam edemeyeceğimiz şüphesiz; neler yapacağım konusunda ise aklımda deli sorular var hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Eklemek istedikleriniz ?
İsterseniz, çaresini istemezseniz bahanesini bulursunuz. Yapamam kelimesini benim mantığım kabul etmiyor. İsterseniz her şeyi yapabilirsiniz. Bizler hala devam ediyorsak, üretiyorsak, bizden sonrası için bir şeyler yapmaya çalışıyorsak karşılaştığımız her zorluğun çaresini bulmuşuzdur. Engeller zihninizdedir. Yeni düzende her alanda sınırlar kalkıyor. Kendinizi dünya vatandaşı olarak düşünün. En az bir tane ana diliniz seviyesinde yabancı diliniz olsun. Denemekten ve başaramamaktan korkmayın. Unutmayın en başarılılar en çok deneyenlerdir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
En başarılılar en çok deneyenlerdir
Röportaj bölümümüzün bu hafta konuğu bebek ve çocuk mobilyası alanında marka olmuş MOREMO firmasının kurucusu Pervin KATANA oldu. Sektörünün dünü, bugünü ve yarını hakkında birbirinden değerli bilgilerle çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
PERVİN KATANA / MOREMO KİDS FURNİTURE
1975 Antalya Kaş doğumluyum. İlkokul ve lise eğitimimi Kaş'ta tamamladıktan sonra üniversite eğitimim için Bursa'ya geldim. Uludağ Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü'nden mezun olduktan sonra iki yıl Kaş'ta inşaat sektöründe faaliyet gösteren aile firmasında çalıştım. 1998 yılında aileyi ve işi bırakarak kalbimin sesini dinleyip evlilik nedeniyle Bursa'ya yerleştim. 23 yıldır eşimle birlikte çalışıyoruz. Beyaz eşya ve ev mobilyası alanlarında mağazacılık ve üretim faaliyetleri yaptık.Son 12 yıldır Moremo markasıyla bebek ve çocuk mobilyası tasarımı, üretimi, perakende satışı ve yurtdışı satışı alanlarında faaliyet gösteriyoruz. 20 yaşında mimar adayı bir kızım var. İş hayatım dışında sürekli eğitim almayı ve sosyal projelerde yer almayı seviyorum.İkinci üniversite olarak da Halkla ilişkiler Bölümü'nden mezun oldum. Şu anda üçüncü üniversite çocuk gelişimi okuyorum. Hamile koçuyum.BUİKAD üyesiyim. İki dönemdir yönetim kurulunda görev almaktayım.
Ben ticaretle uğraşan bir aileden geldim. Böyle olunca hiçbir zaman özel sektör ya da kamu da çalışan olmayı düşünmedim. Aklımda hep kendi işimi yapmak vardı. Evlendikten sonra ticaret hayatına beyaz eşya ,arkasından mobilya satışı yaptığımız mağazacılık sektöründe çalışmaya başladık. Ama ben özellikle bayilik yapmayı hiç sevmedim. Bana göre bayilik girişimcilik değildi. Ürün belli, fiyat belli, sen çalışıyorsun, sen riske giriyorsun ama yapabileceklerin sana verilen sınırlar içerisinde. Bir şey katamıyordum .Bu da beni hiç mutlu etmedi. Benim aklımda hep çocuklar vardı. Onlara dokunmak istiyordum. Bir dönem kreş açmayı düşündüm. Sonrasında 10 yıllık tecrübe ile kreş hayalimi birleştirip çocuk mobilyası sektörüne girmeye karar verdik.
Ben müşterilerimizin çözüm ortağı olabilmekten inanılmaz mutlu oluyorum. Özellikle ilk yıllarda satışta bire bir her müşteri ile ben ve eşim ilgilenirdik. Müşterilerimiz bizimle aynı yaştaki kişilerdi. O dönemler müşteri olarak tanıştığımız kişilere kahve içmeye giderdik. Bebek mevlütlerine giderdim. Doğumdan sonra ziyaret gittiğim ,doğum günlerinde davetli olduğum pek çok müşterim vardı. Müşteri ilişkimiz zamanla dostluğa dönüştüğü kişilerle hala görüşmeye devam ediyoruz. Her ne kadar bunca yıl sonra amatör ruhun verdiği heyecanla işimi severek yapmaya devam etsem de her geçen yıl iş yoğunluğumuz arttığı için maalesef her müşterimizi bire bir tanıma fırsatım olamıyor.
Biz yıllardır kişiye özel butik üretim ve mağazacılık yapıyoruz. 2018 -2019 yıllarında Almanya Köln'de çocuk ürünleri fuarına katıldık. Çok güzel dönüşler aldık. Hollanda, Yunanistan, Çekya ve Irak'ta satış noktalarımız oldu. 2020 yılı bizim yönümüzü tamamıyla ihracata döneceğimiz bir yıl olacaktı. AVM içerisindeki iki mağazamızı mart sonu itibarıyla kapatma kararı almıştık. Yurt içi piyasadan çok yurt dışı piyasaya yönelecektik. Mart ayında pandeminin etkileri görülmeye başlayınca bütün dünyada olduğu gibi bizim planlarımızda da değişiklik oldu. İşimiz uzaktan çalışmaya uygun olmadığı için iki ay boyunca hem üretim hem de mağazacılık faaliyetlerimize ara verdik. Bu bizim kendimizi resetlememiz için çok güzel bir deneyim oldu.
Yurt dışı pazarı tamamen durdu. Bunun yanında haziran ayı itibarıyla iç piyasada hareketlenme başladı. Bu defa yönümüzü iç piyasaya çevirdik. 2021 yılı itibarıyla online satış sitemizi açtık. Bizi en mutlu eden gelişme ise Şubat 2021 itibarıyla yurt dışı pazardan gelen olumlu dönüşler ve işbirlikleri oldu. Şu andaki sistemde üretim, mağazacılık, online satış ve ihracat alanlarında faaliyetlerimize devam etmekteyiz.
10 yıldır BUİKAD (Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği) üyesiyim. İki dönemdir yönetim kurulu üyesi olarak görev alıyorum. Bizden sonrası için bir şeyler yapabilmek için sivil toplum kuruluşlarının gücünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Aynı düşüncedeki insanların bir arada olmasıyla çok güzel bir sinerji ile çok daha güzel sonuçlar alınıyor. Hayat sadece nefes almak ve para kazanmaktan ibaret değildir. Önemli olan yaşadığımız hayatta birilerinin hayatlarına dokunabilmek ve bizden sonrası için bir şeyler bırakabilmektir. Farklı sektörlerden kişilerle bir arada olduğunuzda çok daha fazla alanda ve sektörde kişiye çok daha rahat ulaşabiliyorsunuz.
Kadının çalışma hayatının içerisinde olması sadece kadın sorunu değildir. Bu bir ülke sorunudur. Ekonomik kalkınma için nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın iş hayatının içinde olması gerektiği tartışılmaz bir gerçektir. Ekonomi dışında güçlü kadın çocukları ve çevresi için çok iyi bir rol modeldir. Çalışmalıyız... Üretmeliyiz... Sevdiğimiz işi yapmalıyız...
İş hayatının içindeki kadınlar olarak hepimizin eş, evlat, anne ve sosyal rollerimiz var. Hiç birimizin hayatı hep güzel olmadı. Pek çok zorlukla karşılaştık ve zorlukların üstesinden gelerek bugünlere ulaştık. İş hayatında elde ettiğimiz başarılar yanında karşılaştığımız olumsuzlukların çok daha fazla deneyim kazandırdığına inanıyorum. Önemli olan inandığımız bir hayalin peşinden gitmek ve yılmadan yolumuza devam edebilmek. Eminim ki yolun sonunda ulaştığımız nokta hepimizi çok mutlu edecektir.
Pandemi ile birlikte hepimiz hızlı bir şekilde dijitalleşme sürecine girdik. Sektörümüz uzaktan çalışmaya uygun olmadığı için bizim için bu süreç çok kolay olmadı. Pandeminin ilk 2 ayında üretim ve satış faaliyetlerimizi tamamen durdurduk. Sonrasında internet sitemizi yenileyip daha güncel hale getirdik. Online satış sitemizi kurduk. Dijital kanalları daha aktif kullanmaya başladık. Bundan sonrası için de ihtiyaca göre dijitalleşmeye yönelik çalışmalarımız devam edecetir.
Yeni normal artık hayatımızın gerçeği. Eski normalde el sıkışabiliyorduk, sarılabiliyorduk. Hasta ve dost ziyaretlerine gidiyorduk. Etkinliklere, konserlere yurt içi ve yurt dışı gezilerine istediğimiz zaman gidebiliyorduk . Maskeyi sadece sağlık çalışanları kullanıyordu. Pandemi ile birlikte hayatımıza giren yeni normal kavramıyla birlikte hepimiz alışkanlıklarımızı değiştirmek durumunda kaldık. Daha bireyselleştik. Maske ile yaşamaya alıştık. Pandeminin ilk dönemlerinde yakınımızda kimsede hastalık duymamıştık. Ama her geçen gün yakınımızdaki insanlarda pozitif sonuçlar ve kayıplar duyuyoruz. Ben değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenen ve rahatlıkla yeni sürece uyum sağlayabilen bir yapıdayım. Bu süreçle ilgili takıntı derecesinde kaygılarım yok. Hayat devam ediyor ve biz bir şekilde buna uyum sağlamalıyız. Bazı kısıtlamalar olmasına rağmen özel hayatıma ve iş hayatıma devam ediyorum. Sosyal mesafe kurallarına uyarak arkadaşlarımla ve ailemle görüşüyorum. Maske ve hijyen konusunda duyarlıyım. AVM'lere gitmiyorum. Mağazalara gitme durumundaysam daha sakin saatleri seçiyorum. Alışverişlerimi genelde online yapıyorum. Vücut direncimi yüksek tutmaya çalışıyorum. Hem zihnen hem de bedenen sağlıklı olduğumuz sürece bu süreci çok daha kolay atlatacağımıza inanıyorum. Hayatımıza plansız bir şekilde giren pandemi sonrası tabi ki bazı şeyler daha normale dönecek ama asla eskisi gibi olmayacak. Bizler de yeni normali normalimiz kabul edip değişen şartlara uyum sağlayarak hayatımıza devam edeceğiz.
Aslında sektörümüz genel anlamda pandemiden olumlu etkilendi. İnsanlar bu süreçte evlerinde gerçekten yaşamaya başladılar. Dolayısıyla ihtiyaçlar ve talepler arttı. Bu dönemde insanlar ailece evde birlikte yaşamaya başladığı için doğum oranları da arttı.Tüm bunların sonucunda ilk pandemi krizini atlattıktan sonra haziran ayı itibarıyla sektörümüz yeni düzene çok çabuk uyum sağladı. Bu süreçten pek çok anlamda kazançlı çıktı. Sektörümüz 5 yıl sonrasında her ne kadar direnç gösteren sektörler arasında olsa da dijitalleşecek. Sanal fuarlar artacak. Sanal mağaza turları artacak. Yurt içinde ve yurt dışından insanlar yerlerinden kalkmadan rahatlıkla mağaza turu yapıp alışveriş yapabilecekler. Bizim müşterilerimiz 25-35 yaş arası gençler. Dijital dünyaya çok daha çabuk uyum sağlayabiliyorlar. Sektörümüzünde doğru müşteriye ulaşabilmek için çok daha hızlı bir şekilde dijitalleşmeye ve teknolojiye uyum sağlaması gerektiği şüphesizdir. Biz dokunsal ve duygusal bir nesiliz. 5 yıl sonra hem Z kuşağının bizim müşterilerimiz olacağı, hem de bu kadar çok teknoloji odaklı olmak açıkçası beni tedirgin ediyor. 5 yıl sonra aynı şekilde çalışmaya devam edemeyeceğimiz şüphesiz; neler yapacağım konusunda ise aklımda deli sorular var hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
İsterseniz, çaresini istemezseniz bahanesini bulursunuz. Yapamam kelimesini benim mantığım kabul etmiyor. İsterseniz her şeyi yapabilirsiniz. Bizler hala devam ediyorsak, üretiyorsak, bizden sonrası için bir şeyler yapmaya çalışıyorsak karşılaştığımız her zorluğun çaresini bulmuşuzdur. Engeller zihninizdedir. Yeni düzende her alanda sınırlar kalkıyor. Kendinizi dünya vatandaşı olarak düşünün. En az bir tane ana diliniz seviyesinde yabancı diliniz olsun. Denemekten ve başaramamaktan korkmayın. Unutmayın en başarılılar en çok deneyenlerdir.
Sağlıklı ve mutlu kalın
En Çok Okunan Haberler
YAZARLARIMIZ Tüm Yazarlarımız